Newyork'taki ilk günümüz
-
Newyork'taki ilk günümüz
Birkaç ay önce Amerika’ya gitmeye karar verdim yanıma maalesef arkadaş bulamadım. Daha önce bu ülkeye giden arkadaşlarım vardı fakat bana yardımcı olmaları ve tatmin edici cevaplar vermeleri için galiba çok vakitleri yoktu kimseden yardım alamadım doğru düzgün… Ne daha önce giden arkadaşlarım ne de çevremden kimseyi yanıma eşlik etmeleri konusunda ikna edebildim kendi başıma karar vermeye karar verdim. İnternette araştırma yaparak en iyi seçeneğin ne olacağını öğrenmeye çalıştım. (aslında en iyi seçenek biletinizi kendiniz satın almak, aracınızı rezerve etmek ve havaalanında almak, New York’taki ilk otel için ve son gün için internet üzerinden rezervasyon yapmaktır). Ayrıca belirtmek isterim bu şehirde yeterli otel bulunmaktadır.
Normal otel arayışındaydım, ne ucuz ne de pahalı… Ucuz otelleri çokça araştırdım fakat maalesef hiç hoşuma gitmediler! Neyseki uykum ve güvenliğim önemli biraz kesenin ağzını açtım ve güzel bir otel tuttum.
Oteli acentanın kaderine bıraktım uzunca da mailleştim evraklarımı ödemelerimi kontrol ederek artık seyahate başladım.
27 Nisan Pazartesi günü, aracımı İstanbul’da dostlarımıza bırakmak üzere yola çıktık.
Bazı arkadaşlarım, birkaç ay önce New York’ta oldukları için konaklayacağım yeri merak ediyordu.
Onlara Helmsley Middletown’da kalacağımızı söyledim.
Tesadüf eseri, onlar da bu otelde konaklıyorlarmış. Fakat beni bir sürpriz bekliyordu. Voucher’ı kontrol ettiğimde kalbim neredeyse durmak üzereydi çünkü tamamen farklı bir otel (veya daha doğru bir ifadeyle, motel) olduğunu fark ettim – New Jersey’de! Havaalanına vardığımızda oraya nasıl gidecektik? Orada kalmak istemiyordum bu yüzden hemen ajansı aradım. Ancak zaman farkı nedeniyle ilk gece için rezervasyonu değiştiremedim ve zorunlu olarak oraya gitmek zorunda kaldım. Daha sonra geri döndüler ve ikinci geceyi değiştirmenin mümkün olmadığını söylediler. Şaka mı yapıyorlardı, diye kendime sordum? Hayır, gerçekti. Bu nedenle, seyahetime kötü bir başlangıç ile başlamış oldum.
Tüm bunlara rağmen NewYork’a vardım ve seyahetime başladım…
Saat 8.15’te JFK havaalanına vardım. Dışarı çıktığımda etraf zifiri karanlıktı. Peki şimdi ne yapmalı? Taksi mi? Yoksa New Jersey’ye trenle mi? Gerçekten bilmiyorum. Oldukça uzun ve pahalı bir yolculuk ile moteli bulana kadar kabus devam etti.
Yorgun olduğum için bir içki içmek istedim. En azından gece için bir şişe su. İlk makine bozuktu, ikinci makine paramı aldı ve bana su vermedi! Masadaki bayan bana yarın tamir edileceğini söyledi. Çok güzel ama ben susuzum!!! Bu nedenle, motelden ayrılıp çok ıssız bir yerde bir tür Burger King bulmaya çalıştım. Buldum da. Ancak, motelde uyuyamadım. Odada çok sıcak ve klima iyi çalışmıyordu. Pencere açılmıyordu, açmaya ve zorlamaya da ayrıca cesaret edemedim. Oda kokulu ve pisdi. Saat 4’te tekrar İstanbul’u aramaya başladık. Çünkü ne olursa olsun, bu motelde kalmayı planlamıyordum. Bir yanlışlık vardı. Acenta ilk başta hiçbir şey yapamayacağını söyledi, ben de online bir otel rezervasyonu yapacağımı ve faturayı seyahat acentesine göndereceğimi söyledim. Bir saat sonra geri aradılar ve istediğim Pennsylvania otelini rezerve ettiler. Bu yüzden saat 6’da New York’a gitmek üzere ayrıldık. Yorgun, baş ağrısı ve öfkeli bir şekilde yola koyuldum…
Doğru otobüsü Manhattan’a bulduktan sonra (bir süre beklemem gerekti), bir seyahat planı olmadan New Jersey’ye asla varmamızın mümkün olmadığını fark ettim.
Tahmin ettiğimden çok daha uzaktaydı Otel… Manhattan’a öyle böyle vardım. Ne kadar sevindim anlatamam. çünkü başım tamamen patlıyordu! Gerçekten yatağa gitmem gerekiyordu. Otel, bize saat 11.00’de bir oda vermek için elinden geleni yaptı. Nazik personel sayesinde yatağa erkenden girme imkanı yakaladım. Birkaç saat dinlenme ve ilaçtan sonra otelden çıktım. İlk günün pek bir şeyi kalmamıştı!!
Bir taksi tuttum ve Ground Zero’ya gittim! (yaklaşık 17 dolar) Hava çok güzeldi, 32 derece. Bu nedenle bu zamanı Hudson Nehri boyunca yürüyüş yaparak geçirdim. Güzel serin esinti.
Nehir boyunca yürüyüş yaparken birçok anıt görmek mümkün. Orada tanıştığım bir hanfendi ile İtalyan restoranında nehir boyunca oturduğumuz çok güzel bir akşam yemeği yedik ve güzel şeyler içtik. Ağaçların altında manzaranın tadını çıkardık. Tanışıtığım arkadaşla Wall Street’i ziyaret ettik. Orası kalabalıktı!! Ve otelime taksi ile geri döndüm. Bir şey itiraf etmeliyim yemek yediğimizi hatırlayamıyorum. Sanırım sadece meyve yedik.
Berbat bir plan beni çok yordu! 🙂